Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Historique
yerin içine
Sens de
"yerin içine"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Colloquial
1
Colloquial
yerin içine
to ground
expr.
Sens de
"yerin içine"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 65 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
çevrelenmiş bir yerin etrafına veya içine yerleştirme
circumposition
n.
2
General
birini çekmek (bir yerin içine)
pull someone in
v.
3
General
çevrelenmiş bir yerin etrafına veya içine yerleştirmek
circumpose
v.
4
General
hangi yerin içine
whereinto
conj.
Phrasals
5
Phrasals
birini bir yerin içine çekmek
pull someone in
v.
6
Phrasals
bir şeyi bir şeyin/yerin içine atmak
throw something into something
v.
7
Phrasals
birini bir yerin içine çekmek
pull someone into something
v.
8
Phrasals
bir şeyi bir şeyin/yerin içine atmak
pitch something into something
v.
9
Phrasals
bir şeyi bir şeyin/yerin içine atmak
pitch something in
v.
10
Phrasals
(bir yerin içine kadar) uzanmak
project into something
v.
11
Phrasals
(bir yerin içine kadar) uzanmak
extend into something
v.
12
Phrasals
(su vb) (bir yerin içine) sızmak
seep in (to something)
v.
13
Phrasals
bir şeyi belirli bir yerin/kutucuğun içine büyük matbaa harfleriyle yazmak
print something in something
v.
14
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerin içine koymak
enclose someone or something (with)in something
v.
15
Phrasals
(birini/bir canlıyı) bir şeyin/yerin içine çekmek
entice (someone or something) into (something)
v.
16
Phrasals
yer yarılıp yerin içine girmek
vanish from (something)
v.
17
Phrasals
yer yarılıp yerin içine girmek
vanish from something
v.
18
Phrasals
(birinin/bir şeyin bir yerin/bir şeyin) içine girmesini sağlamak
get into (someone or something)
v.
19
Phrasals
(bir yerin/şeyin) içine girmek
go into (something)
v.
20
Phrasals
(bir şeyi) bir yerin içine yönlendirmek
head into (something)
v.
21
Phrasals
(bir şeyi) bir yerin içine doğru hareket ettirmek/ilerletmek
head into (something)
v.
22
Phrasals
(birini) bir yerin içine yönlendirmek
head into (someone)
v.
23
Phrasals
(birini) bir yerin içine doğru hareket ettirmek/ilerletmek
head into (someone)
v.
24
Phrasals
(bir şeyin/yerin) içine fırlamak
rocket into (something or some place)
v.
25
Phrasals
(bir şeyin/yerin) içine füze gibi dalmak
rocket into (something or some place)
v.
26
Phrasals
(bir şeyin/yerin) içine roket gibi dalmak
rocket into (something or some place)
v.
27
Phrasals
hızla (bir şeyin/yerin) içine dalmak
rocket into (something or some place)
v.
28
Phrasals
hızla (bir şeyin/yerin) içine girmek
rocket into (something or some place)
v.
29
Phrasals
(bir şeyin/yerin) içine fırlatmak
rocket into (something or some place)
v.
30
Phrasals
(bir şeyin/yerin) içine füze gibi göndermek
rocket into (something or some place)
v.
31
Phrasals
(bir şeyin/yerin) içine roket gibi göndermek
rocket into (something or some place)
v.
32
Phrasals
hızla (bir şeyin/yerin) içine fırlatmak
rocket into (something or some place)
v.
33
Phrasals
bir şeyi (kablo, boru) bir yerin/şeyin içine kadar getirmek
run something into something
v.
34
Phrasals
bir şeyi (kablo, boru) bir yerin/şeyin içine kadar getirmek
run something in
v.
35
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin/yerin) içine koymak
pack (something) into (something or some place)
v.
36
Phrasals
bir yerin/çatlağın içine bastırmak
press in
v.
37
Phrasals
(bir şeyin/yerin) içine dalmak
stumble into (something or some place)
v.
38
Phrasals
(bir şeyin/yerin) içine doğru kaybolup gitmek
vanish into (something or some place)
v.
39
Phrasals
(bir yerin) içine koşmak
tear into (some place)
v.
40
Phrasals
bir yerin içine koşmak
tear into a place
v.
41
Phrasals
(birini/bir hayvanı) korkutup bir şeyin/yerin içine kaçırmak
frighten someone (or an animal) into something
v.
42
Phrasals
(birini/bir hayvanı) korkutup bir şeyin/yerin içine kaçırmak
frighten someone or an animal in
v.
43
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerin) içine doğru kovalamak
chase (someone or something) into (some place)
v.
44
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerin) içine doğru kovalamak
chase (someone or something) in (some place)
v.
45
Phrasals
bir yerin içine doğru kovalamak
chase in some place
v.
46
Phrasals
birini bir şeyin/yerin içine göndermek
send someone into something
v.
47
Phrasals
birini bir şeyin/yerin içine göndermek
send someone in
v.
48
Phrasals
korkutup bir şeyin/yerin içine kaçırmak
frighten into
v.
49
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) içine akmak
pour into (something or some place)
v.
50
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) içine yağmak
pour into (something or some place)
v.
51
Phrasals
(birini bir şeyin/bir yerin) içine çekmek
pull (one) into (some place or thing)
v.
52
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) içine almamak
screen out of (something or some place)
v.
53
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) içine koymak/yerleştirmek
slip into (something or some place)
v.
54
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) içine taşmak
spill into (something or some place)
v.
55
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) içine taşmak
spill out into (something or some place)
v.
56
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) içine taşmak
spill over into (something or some place)
v.
57
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine sokmak
take (someone or something) into (something or some place)
v.
58
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine getirmek
take (someone or something) into (something or some place)
v.
59
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine almak
take (someone or something) into (something or some place)
v.
60
Phrasals
(bir yerin) içine doluşmak
throng into (some place)
v.
Phrases
61
Phrases
(bir şeyin/yerin) içine sığışmak
worm into (something or some place)
v.
62
Phrases
(bir şeyin/yerin) içine sürünerek girmek
worm into (something or some place)
v.
63
Phrases
(bir şeyin/yerin) içine emekleyerek girmek
worm into (something or some place)
v.
Idioms
64
Idioms
bir yerin içine girmek
get inside something
v.
65
Idioms
(utançtan) yerin dibine girmek istemek (yer yarılsaydı da içine girseydim)
want to curl up and die
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yerin içine
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy